Eğer şanslı biriyseniz okul yıllarınızda çok sevdiğiniz bir öğretmeniniz olmuştur.

'Keşke her öğrenci böyle bir öğretmene sahip olsa.' diyeceğiniz bir öğretmenden bahsedeceğiz, öğretmenimizin adı Jane Elliot…

Eğer şanslı biriyseniz okul yıllarınızda çok sevdiğiniz bir öğretmeniniz olmuştur.
TAKİP ET Google News ile Takip Et

27 Mayıs 1933 tarihinde dünyaya gelen Jane Elliott 1953 yılında öğretmenlik kariyerine başladı. Jane 4 Nisan 1968 tarihinde akşam evinde televizyonunu açtığında dünya genelinde ırkçılığa karşı savaş vermiş Martin Luther King isimli liderin, kaldığı otelin balkonunda silahla vurularak öldüğü haberini gördü. Dünya medyasına bomba gibi düşen bu haberden sonra Jane önce üzülmüş ve sonra yarın öğrencilerine bu olay ile ilgili ne cevap vereceğini düşünmeye başlamıştı. Çünkü Jane Elliott okulda öğrencilerine her ay dünyanın önemli liderlerini tanıtan bir proje yapıyordu ve bu suikast gerçekleştikten iki ay önce şubat ayında da öğrencileri Martin Luther King’i tanımışlardı. Ertesi gün çocukların bu yaşanan olayı kendisine soracaklarını biliyordu ve Jane o gece sekiz yaşındaki öğrencilerine bunu en güzel şekilde açıklamak ve anlatabilmek için bir deney yapmaya karar verdi.

Ertesi gün çocuklar sınıfa geldiğinde ilk olarak Steven Armsrong isimli bir öğrencisi öğretmenine ”O kralı neden vurdular?’‘ diye sordu. Bunun üzerine Jane tüm sınıfa; ”Bunu anlatmamı istiyor musunuz?” diye sorduğunda tüm sınıf koro halinde ”Evet” diye bağırdılar.

Deney Başlıyor;

Jane Elliott çocuklara Martin Luther King’in ırkçılık nedeniyle öldürüldüğünü ve ırkçılığın ten rengine değil aslında göz rengine göre sınıflandırıldığını söyledi. Öğrencilerin tümü beyaz tenliydi ve onlara mavi gözlü olanlarınız kahverengi göz renginde olan kişilere göre daha üstün olduklarını söyledi. Deneyin ilk gününde daha az sayıda olan mavi gözlü olan öğrencilerine kahverengi bir kumaş bağladı ve onları sınıfın en ön sıralarına oturttu. Daha sonra mavi gözlü olan üstün ırk öğrencilerin öğle yemeğinde daha fazla yemek yeme hakkı olduğunu, teneffüsleri beş dakika daha fazla yapabilmelerini ve yeni açılan orman spor salonuna girebileceklerini söyledi. Kahverengi gözlü çocuklar ise bu ayrıcalıklardan mahrum kaldı.

Jane Elliott ders sırasında mavi gözlü olan öğrencilerin aslında daha zeki olduğunu ve hızlı öğrendiklerini söyledi. Mavi göz rengine sahip çocuklar havaya girmiş ve kendilerinin üstün oldukları düşüncesiyle diğer arkadaşlarından uzak durmaya başlamışlardı. Jane Elliott günün son saatlerinde bir sınav yapmaya karar verdi. Yapılan sınavın sonuçlarına göre mavi gözlü öğrencilerin aldığı notlar bariz bir şekilde diğer öğrencilere göre oldukça yüksekti. Bu deney bir cuma günü gerçekleştirildi ve Jane Elliott öğrencilerine hiçbir şey söylemeden günü bitirdi.

Pazartesi günü öğrenciler okula geldiklerinde mavi gözlü öğrenciler yine ön sıralara oturdu ve öğretmenleri Jane Elliott derse girdi. Öğrencileriyle biraz konuştuktan sonra onlara geçen gün bir yanlışlık yaptığını ve aslında üstün ırk olan kişiler kahverengi göz rengine sahip kişilerin olduğunu söyledi. Bu sefer kumaşları kahverengi gözlü öğrencilerin kollarına bağladı ve onları ön sıralara oturttu. Geçen gün yaptığı ayrıcalıkları bu sefer kahverengi gözlü öğrencilere tanıdı ve onları övmeye başladı. Jane Elliott cuma günü yaptığı deneyin ilk aşamasında mavi gözlü öğrenciler diğer arkadaşlarına karşı sert davranışlar gösterirken, deneyin ikinci kısmında kahverengi gözlü öğrencilerin mavi gözlü öğrencilere çok sert davranışlar göstermediğini gözlemledi.

Sınıfın tüm öğrencileri ayrımcılığın nasıl bir şey olduğunu çok iyi bir şekilde yaşamışlardı. Jane Elliott günün sonunda öğrencilerine bunların hepsinin bir deney olduğunu, aslında hiçbirinizin birbirine karşı bir üstünlüğü olmadığını ama ırkçılığın işte böyle bir şey olduğunu tek tek açıkladı. Jane Elliott tüm sınıfın birbirine sarılmasını istedi. Çocuklar öğretmenlerinden duyduğu bu sözlerden sonra hem çok mutlu oldular, hem de birbirlerine sarılırken ağlamaya başladılar.

Deneyden Sonra;

Ancak bu olay duyulduktan sonra Jane Elliott tepkiler almaya başladı. Öğretmenler odasına girdiğinde birkaç öğretmenin odayı terk ettiğini gördü, okul tuvaletlerinde aynalara kendisi hakkında bir şeyler yazıldığına şahit oldu. Daha sonrasında bu olay okulun dışına yansıdı. Jane Elliott yaptığı bu deneyden sonra bazı kişilerden tepki alsa da genel olarak takdir edildi. Televizyon programlarına çıktı ve çocuk gelişimi konusunda konferanslar verdi. Yaşadığı bölgenin yüzde 80’i kendisine minnettar olduğunu söylerken yüzde 20’sinden eleştiriler aldı ve kendisine ”Zenci sevgilisi” gibi isimler takıldı. Her ne kadar eleştiriler alsa da yaptığı bu deney sonucunda kendisine birçok ödül verildi. 1970 yılında ”Bölünmüş Sınıf Deneyi” adında bir belgesel yapıldı. Gördüğünüz fotoğraflar bu belgeselden alınan fotoğraflardır. 1996 yılında ”Mavi Gözler” adında bir başka belgesel filmi çekildi. Jane Elliott 2016 yılında BBC’nin ”Dünyayı geliştiren 100 Kadın” isimli listesine eklendi.

Şimdi bu deneydeki masum çocukların üstünde bu deneyin uygulanması doğru mu? diye bir soru içinizden geçiriyorsa eğer, Jane Elliott’a da katıldığı programlarda böyle bir soru elbette geliyor, onun bu soruya cevabı ise; ”Bir günlüğüne yaşadıkları bu olay onları bu kadar derinden etkilediğini düşünüyorsanız, o çocuklar çok şanslı. Zira bunu bazı insanlar ölene dek yaşadılar.” oluyor.

Not: Marthin Luther King dünya genelinde şiddet ve ırkçı karşıtı görüşleriyle tanınan bir liderdir. 1964 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür.

Evet,dostlar.Hiç kimse doğacağı coğorafyayı,dinini, dilini, ırkınız seçemez...Bunun bilincinde olup, yer yüzündeki tüm canlılara ve her insana saygı duymak yeterli olacaktır...

Sevgiyle kalın...

Chenay Kobak