Fatih'te Uygur Türkü'nün öldürülmesi davasında karar

İstanbul Fatih’te 2019 yılında bir otele ait kafede oturan Uygur Türkü Saimaiti Aierken’in silahlı saldırıcı sonucu öldürülmesine ilişkin davayı karara bağlayan mahkeme, HTŞ silahlı terör örgütü ile bağlantılı oldukları tespit edilen 7 sanığı hapis cezasına çarptırdı.

Fatih’te 2019 yılında, bir otelin kafesinde oturan Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Uygur Türkü Saimaiti Aierken’in uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin 3’ü tutuklu 7 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanık Samer Barghouth ile tarafların avukatları hazır bulunurken, diğer tutuklu sanıklar ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

HTŞ’nin Suriye’de faaliyet gösterdiği anlatıldı

Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, HTŞ/FEC/ENC isimli yapılanmanın öncesinde Türkiye’de silahlı eylemi bulunmasa da, taban kazanma ve eleman temini faaliyetlerini sosyal medya aracılığıyla devam ettirdiği kaydedildi. Örgütün, El-Kaide ve DEAŞ silahlı terör örgütleriyle geçmişte yakın ilişkilerinin bulunduğunun anlatıldığı mütalaada, bu nedenle terör örgütü olarak kabul edildiği aktarıldı. Sanıkların üyesi olduğu Tevhid Vel Cihad Ketibesi/Abu Salah Grubu olarak bilinen grubun Özbekistan ve Kırgızistan vatandaşlarından oluştuğunun belirtildiği mütalaada, Tahrir El-Şam veya Şam Kurtuluş Heyeti (HTŞ) adlı örgüt adına Suriye’nin İdlib bölgesinde faaliyet gösterdiği kaydedildi.

Sanıklar HTŞ üyesi olduklarını söyledi

Sanıklar Hüseyin Ahmetaliyev ve Abdullah Enver’in HTŞ üyesi olduklarını savunmalarında söylediklerinin anlatıldığı mütalaada, tüm sanıkların maktul Saimati Aierken ile önceden tanışıklıklarının bulunmadığı belirtildi. Mütalaada, sanık Abdullah Enver’in cinayetten 45 gün önce örgütün idaresi işlerinden sorumlu olan Adem isimli kişiden İdlib’te bulundukları sırada Aierken’i ‘Müslüman değil kafir, katli vacip’ denilerek öldürme emri aldığı ve İstanbul’da diğer sanık Hüseyin Ahmetaliyev ile buluşmaları konusunda talimatlandırıldığı belirtildi. Mütalaada, Adem isimli kişinin Enver’e bin 500 dolar para verdiğini, cinayetten sonra da 50 biner olmak üzere toplamda 100 bin dolar parayı sanıklara vereceğini söylediği kaydedildi. Maktulü, Fatih’teki otelin bahçesinde gören sanık Abdullah Enver’in susturucu bulunan silahı ile iki metre yakınına yaklaşarak öldürme kastı ile çok sayıda ateş ettiği ve arabada kendisini bekleyen Hüseyin Ahmetaliyev’in yanına giderek olay yerinden uzaklaştıkları aktarıldı. Diğer sanıkların eylemleri hakkında da bilgi verilen mütalaada, sanıkların cezalandırılması talep edildi.

Duruşmada savunma yapan sanıklar, suçlamaları kabul etmeyerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti, sanıklar Esad Elhatib, Ali Isbeh, Ali El Hac Ali ve Normakhat Ariphonov’un üzerlerine atılı ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘tasarlayarak öldürme’ suçlarını işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verdi. Heyet, sanıklar Esad Elhatib ve Ali El Hac Ali’yi ‘silahlı terör örgütüne yardım etme’ suçundan 1 yıl 15’er gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanık Normakhat Ariphonov’u ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ ve ‘suç delillerini yok etme, gizleme‘ suçlarından 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum etti.

Heyet, sanıklar Abdullah Enver, Hüseyin Ahmetaliyev ve Samer Barghouth’u ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanıklar Abdullah Enver ile Hüseyin Ahmetaliyev’i ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan müebbet hapse mahkum eden mahkeme, Samer Barghouth’u ise ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıklar Abdullah Enver ile Hüseyin Ahmetaliyev’i ‘ruhsatsız silah taşıma’ suçundan bin 500’er TL adli para cezasına çarptırdı.

Sanıklar Abdullah Enver, Hüseyin Ahmetaliyev ve Samer Barghout’un tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, Esad Elhatib, Ali Isbeh, Ali El Hac Ali ve Normakhat Ariphonov’un hakkındaki yurtdışına çıkış şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına hükmetti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 10 Kasım 2019 tarihindeki cinayete ilişkin hazırlanan 60 sayfalık iddianamede, 7 şüphelinin ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ ve ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlarından hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.