Bu hafta ne yazmalı ki diye düşünürken, ayakta duramayan madde kullandığı her halinden belli olan gencecik bir arkadaşım çıktı karşıma... “İşte!” dedim, “Bu haftanın konularından biri de bu olmalı. Hatta ana temam bu olmalı.”
***
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın gazetemize yapmış olduğu eski tarihli ziyaretlerinin birinde Silivri hakkında konuşurken, İstanbul’un birçok noktasına göre şanslı olduğumuzdan bahsetmiştim. Sebebi mi? İstanbul’da sosyal hayat üzerinde kötüye doğru gelişen bir ivme var. Silivri bu ivmenin çok çok altında yer buluyor kendisine. Ancak bu demek değil ki gençlerimiz bu batağa Silivri’de düşmüyor. Düşüyor efendim düşüyor. Özellikle de “Benim çocuğum yapmaz!” diyen ailelerin çocukları düşüyor. Elini, kanadını çocuğunun üzerinden çeken ailelerin çocukları bu batağa düşüyor. Küçücük yaşta elinde sigarayla dolaşanlardan bahsetmiyorum bakın! Onlara zaten ülke olarak çoktan alıştık. Alışmamamız gereken her şeye olduğu gibi bizim de kötü alışkanlığımız olarak bu duruma alıştık.
Anneler babalar... Çocuklarınızın üzerinden çekmeyin elinizi, kolunuzu. Her gün o kadar fazlasına şahit oluyoruz ki... Yitip gitmeden çocuklarınız artık alın dizginleri elinize...
***
Efendim gelelim dikkat çeken başka bir duruma. Türkiye’de hizmet veren kurumlardan bir tanesi olmaktan daha zor bir şey yoktur herhalde. Hele ki o kurumun başındaki yöneticilerdenseniz vay halinize. Tepeden inme yönetici olsanız “Vay efendim hakkı değildi de tepeden inme geldi” derler, aşağıdan yukarı çıksanız “Kim bilir kime ne yalakalık yaptı da o koltuğa oturdu” derler... Bir de üstüne üstlük yetmezmiş gibi “Havalara bak. Yönetici oldu ya hemen neticesi kalktı” derler. Derler de derler. Önemli olan insanların dediklerine karşı koyabilmektir. Hani namazımızdan şüphemizin olmaması için öncelikle abdestimizden de şüphemizin olmaması gerekir.
Lakin gelin görün ki Silivri’mizde abdestinden şüphesi olmasını bırakın abdest almayı bile bilmeyen insanları namazda safa durduranlar var. Yani hiçbir işten anlamadığı halde anlamadığı o işin yöneticisi konumunda olanlar var. Hiçbir iş yapmadığı halde yapıyormuşçasına para kazananlar var. Şimdi buradan isim vermek elbette ki hoş olmayacak ancak gözünüzün görebildiği, aklınızın erebildiği her noktadalar bunlar. Sizler okurken zaten lambalar yandı kafanızda. “Ahaa... Tam da bundan bahsediyor” dediğiniz kişileri varın siz yargılayın vicdanlarınızda...
