DİAYDER davasında 3 sanık tahliye edildi

PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen DİAYDER yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 23 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında ara karar açıklandı. 3 tutuklu sanığın tahliyesine karar veren mahkeme, 6 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.

DİAYDER davasında 3 sanık tahliye edildi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

PKK/KCK’nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen DİAYDER yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 23 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında ara karar açıklandı. 3 tutuklu sanığın tahliyesine karar veren mahkeme, 6 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 9’u tutuklu 23 sanığın 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmaya bazı tutuklu sanıklar ise SEGBİS aracılığıyla bağlandı.

“Ölü yıkayan ve mezarında dua okuyan biri olarak nasıl bir zararım oldu”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) gassal olarak çalışan tutuksuz sanık Fahrettin Ülgün savunmasında, “Seçimlerden önce vaatlerden biri de İnançlar Masası kurulacağıydı. Masa kurulmuş, Diyanet’in görüşü dışında kalan inanç gruplarının cenazelerinin yıkanması ve ibadetlerinin yerine getirilmesi için kadro açılmıştır. Bunların da çoğuna Şafii mezhebine mensup kişiler işe alındı. Sınava girdim ve kazanarak işe girdim. Yıllarca topluma hizmet etmiş biri olarak zaten yaptığım bir işi yapıyorum İBB’de. Derneğe bir katkım olmadı, çünkü nasıl zor durumda olduğumu biliyorlar. Akrabalarım ve çocuklarım bana bakıyor. Siyasi bir torpille işe girmedim, çalıştığım yerde siyaset de yapmadım. Ölü yıkayan ve mezarında dua okuyan biri olarak nasıl bir zararım oldu, bunu anlayamıyorum. Ölüler üzerinde bir kerametim yok. Bu dava yüzünden terörist oldum, iltisaklı oldum. DİAYDER yasal bir dernektir. Üyelerin imam olması nedeniyle ilk akla getirdikleri yerdir. Bu haliyle kimler fakirdir, muhtaçtır daha iyi biliyoruz. Fakirlere ulaştırılmak üzere verdiği kartlar, yardımlaşma ağının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

“Bazı geceler ağlıyorum”

Tutuksuz sanıklardan Hasan Karahan ise savunmasında, “Terörle, teröristlerle anılmak çok ağrıma gidiyor. Bazı geceler ağlıyorum. Öz kardeşimin oğlu askerde şehit oldu. Din adamıyım. Kendimi terörle bağlantılı görmeyi hazmedemiyorum. İBB’nin her mezhepten insanı gassal olarak işe alacağını duydum. Bir işim olsun, evime ekmek götüreyim istedim. İnternetten çok anlamadığım için çocuğuma söyledim. Başvuru yaptık ancak işe alınmadım” diye konuştu.

“Vaazlarımda kesinlikle siyaseti karıştırmam, karıştırmadım”

Dini olarak kimseden emir almayacağını söyleyen tutuksuz sanık Lütfi Büyükefe savunmasında, “Örgüt olsun devlet olsun bana kimse dini konuda emir veremez. Bana Allah ve peygamber dışında kimse emir veremez. Hafit Tunç ile görüşmem olmuştur. Onların köyünde medrese eğitimi aldım, o sebeple Hafit Tunç’u tanırım. Dosyada örgütün sivil sorumlusu suçuyla suçlanıyorum. İmamlık yaptığım köylerde araştırılabilir, Kandil ve örgütle bağlantım varsa ortaya çıkarılabilir. Benim şimdiye kadar parti üyeliğim olmamıştır. Varsa araştırıp ortaya çıkarabilirsiniz. Bana çevremde hala terörist gözüyle bakan var, ben terörist değilim. Ben vaazlarımda kesinlikle siyaseti karıştırmam, karıştırmadım. İddianamede yer alan vaazları ben vermedim, Cumhurbaşkanına hakaret ettiğim yönündeki vaazı ben vermedim” şeklinde konuştu.

Duruşmada görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin ve 3 sanığın ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbirlerinin devamını talep etti. Savcı, 3 sanığın ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin, 5 sanığın ise hakkındaki imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve tüm tutuksuz sanıkların yurt dışına çıkış şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilmesini istedi.

Tutuklu sanıklar Sefa Mehmetoğlu, Nezir Erdemci ve Enver Karabey’in tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, DİAYDER Başkanı Ekrem Baran’ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. 3 sanığın ev hapsini kaldıran mahkeme, 4 sanığın ise ev hapsinin devamına karar verdi. Mahkeme, ev hapsi kaldırılan sanıklar hakkında yurt dışına çıkış şeklindeki adli kontrol hükümlerinin devamına karar verdi. Heyet, Dernekler Masası’na yazı yazılarak, derneğin faaliyetlerinin sorulmasına karar verdi.

Heyet, imza şeklinde adli kontrol hükümleri olan sanıkların da hakkında imza tedbirinin kaldırılmasına, yurt dışına çıkış şeklindeki tedbirin ise devamına hükmetti. Heyet, bazı sanıklar hakkında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın birleşmesine onay verilmesi durumunda mahkemeden incelemek için dava dosyasının istenmesine karar verdi. 3 gizli tanığın bir sonraki celse dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 18 Mart’a erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, DİAYDER’in referansı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık beyanları ve görüşmeler doğrultusunda tespit edildiği aktarıldı. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanları tarafından ailelere dağıtıldığına ilişkin tespit yapıldığı belirtildi. İddianamede, Ramazan ayı nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından DİAYDER’e verilen alışveriş kartlarının şüpheli Ekrem Baran tarafından dağıtılması amacıyla Avrupa ve Anadolu yakasında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı, söz konusu kartların dağıtılacağı şahıslar arasında değer ailelerinin de bulunduğu kaydedildi. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ‘silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçlarından 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.