Unilever global taahhütlerini açıkladı

Bir dizi kapsamlı taahhütte bulunduğunu ve eylem planı açıklayan Unilever, çalışanlarını iş hayatının geleceğine hazırlamak ve yaşam standartlarını yükseltmeyi hedefliyor. Şirket bu kapsamda 3 başlıkta yeni taahhütlerini duyurdu.

Unilever global taahhütlerini açıkladı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bir dizi kapsamlı taahhütte bulunduğunu ve eylem planı açıklayan Unilever, çalışanlarını iş hayatının geleceğine hazırlamak ve yaşam standartlarını yükseltmeyi hedefliyor. Şirket bu kapsamda 3 başlıkta yeni taahhütlerini duyurdu.

Yiyecek-içecek ve hızlı tüketim ürünleri üreticisi Unilever, kendi değer zincirinde yaşam standartlarını yükselterek, çalışanlarını iş hayatının geleceğine hazırlayarak daha adil ve kapsayıcı bir toplumun oluşturulmasına katkı sağlamak için bir dizi kapsamlı taahhütte bulunduğunu ve eylem planı geliştirdiğini açıkladı.

Şirketin global taahhütleri şu şekilde açıklandı;

“2030 yılı itibarıyla şirkete doğrudan mal ve hizmet sağlayan herkesin geçinmelerine yetecek kadar ücret aldıklarından emin olmak,

2025 yılı itibarıyla yeteri kadar temsil edilmeyen gruplardan gelen kişilerin sahip olduğu ve yönettiği işletmelerle küresel ölçekte toplam 2 milyar euro iş hacmine ulaşmak,

Çalışanlarımız için yeni çalışma modelleri geliştirmek ve 2030 yılına kadar dünyada 10 milyon genci iş fırsatlarına hazır hale gelebilmeleri için ihtiyaç duyacakları temel becerilerle donatmak.”

Alan Jope: “Sağlıksız bir toplumda sağlıklı bir işin olamayacağını iyi biliyoruz”

Unilever CEO’su Alan Jope söz konusu yeni taahhüt ve aksiyonları açıklarken, “Günümüzde dünyanın karşı karşıya olduğu iki büyük tehdit, iklim değişikliği ve sosyal eşitsizliktir. Hiç şüphesiz ki, halihazırda var olan bu sosyal ayrım, geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle daha da derinleşti. Sosyal uyumu sağlayan, çeşitliliği kucaklayan, yetenekleri besleyen, herkese fırsat tanıyan ve geçim kaynaklarının iyileştirilmesine yardımcı olan bir toplum oluşturmak için kararlı aksiyonları yine hep beraber almaya hepimizin ihtiyacı var. Gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğimiz aksiyonların, Unilever’i, bugün bile deneyimlediğimiz ve gelecekte daha fazla karşılaşacağımız büyük toplumsal değişimlere hazırlarken, daha iyi ve güçlü bir işletme haline getireceğine inanıyoruz. Sağlıksız bir toplumda sağlıklı bir işin olamayacağını iyi biliyoruz” şeklinde konuştu.

Mustafa Seçkin: “Ticari büyüme ve sosyal fayda ile sürdürülebilir kalkınmanın itici gücü olacağız”

Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin de konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz Türkiye için iyi olanın Unilever için de iyi olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda hem ticari büyüme hem de toplumsal fayda ile sürdürülebilir kalkınmanın itici gücü olacağız. Türkiye’deki işimiz, 5 binden fazla çalışanımız, 20 binden fazla iş ortağımız ile değer zincirimizdeki birçok insan ve topluluğun ekonomik geçimine katkıda bulunuyor. Ancak ülkemizin geleceğine yatırım yapacaksak kırılgan grupların güçlenmesi için onları desteklemek zorunda olduğumuzun bilincindeyiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin aşılması, kadınların iş hayatına katılımının artırılması, daha üst pozisyonlara gelmelerinin desteklenmesi, yine gençlerin iş, eğitim ve becerilerini geliştirme fırsatlarına kavuşması hedefiyle gidilecek uzun bir yolumuz var. Bugüne kadar; Embark, Ben Algida, Gelecek Daha Net Platformu gibi gençlerin güçlenmesi ve iş hayatına katılması için gerekli donanıma sahip olmalarını desteklediğimiz projelerle 10 bini aşkın gencin hayatına dokunduk. Lipton ve Knorr’daki sürdürülebilir tarım projelerimizle toplamda 50 bine yakın çiftçiye fayda sağladık. Kendi şirketimizde ve ekosistemimizde, kadının iş dünyasındaki yükselişini destekleyen projeler gerçekleştirdik. Bu örnekleri çoğaltmak ve etkisini büyütmek konusunda kararlıyız.”

Yeni global taahhütler neleri içeriyor?

Daha yüksek yaşam standartları

Yapılan şirket açıklamasına göre yeni global taahhütler insanların geçim sağlayabilecekleri bir gelire sahip olmalarını sağlamak, daha adil ve kapsayıcı bir toplum oluşturabilmek için atılması gereken kritik bir adım olarak görülüyor. Bu sayede insanların makul bir yaşam standardı edinebilecekleri, bir ailenin gıda, su, barınma, eğitim, sağlık, ulaşım, giyim gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve beklenmedik olaylar için bir miktar para biriktirebilecekleri düşünülüyor. Geçim sağlamaya yeterli bir gelirin, insanların yaşamlarında aktif olabilmelerini ve yoksulluk döngüsünden çıkabilmelerini sağlayacak seviyede olması gerektiğinin belirtildiği taahhütlerde şu ifadeler yer alıyor:

“İnsanların geçinebilecekleri gelire sahip olmaları, ekonomiye de doğrudan fayda sağlar çünkü tüketiciyi harcama yapmaya teşvik eder, yeni iş oluşturulmasını sağlar, küçük işletmeleri destekler, personel devir hızını düşürür, iş verimliliğini ve kalitesini artırır ve genel olarak yararlı bir ekonomik büyüme döngüsü oluşturur.

Amacımız, dünyanın dört bir yanında düşük gelirli çalışanların yaşam standartlarını yükseltmektir. Bu nedenle, Unilever’e doğrudan mal ve hizmet sağlayan herkesin 2030 yılı itibarıyla geçinmelerine yetecek kadar ücret aldıklarından emin olacağız. Biz kendi çalışanlarımızın tümüne hâlihazırda geçim sağlayabilecekleri bir ücret sağlamakla birlikte kendi iş gücümüzün ötesindeki insanlara, özellikle imalat ve tarım sektörlerinde çalışan en kritik durumdaki insanlara da fayda sağlamak istiyoruz. Sistemli bir değişim oluşturabilmek ve geçim için yeterli minimum gelir uygulamalarının dünya genelinde benimsenmesini sağlayabilmek amacıyla; satın alma uygulamaları, iş birliği ve savunucu bir yaklaşım vasıtasıyla tedarikçiler, diğer işletmeler, devletler ve STK’lar ile birlikte çalışacağız.

Bunlara paralel olarak perakende değer zincirimizdeki 5 milyon küçük ve orta ölçekli işletmeye (KOBİ) 2025 yılına kadar yeni becerilere, finansmana ve yeni teknolojilere erişim sağlamalarına yardımcı olarak büyümelerinde destek olacağız. Çalıştığımız KOBİ’ler, genelde bağımsız mağazalar ve satış noktaları işleten perakendecilerden ya da sokakta veya kapıdan kapıya satış yapan mikro girişimcilerden oluşmaktadır. Bu KOBİ’lere dijital araçlara, finansal imkânlara ve hizmetlere erişim sağlayarak ve sosyal girişimciliği destekleyen kamusal/özel modeller uygulayarak işlerini ve gelirlerini büyütmelerinde yardımcı olacağız.

Yeni imkânlar oluşturacak kapsayıcı bir yaklaşım

Ekonomik kapsayıcılık yoluyla yaşam standartlarının geliştirilmesine ek olarak, hem Unilever bünyesinde hem de dışında olan, yetersiz temsil edilen gruplardan gelen kişiler için daha fazla imkân oluşturmamız da kritik önem taşımaktadır. İş yerinde çeşitliliğin olması, inovasyon, empati gibi nitelikleri teşvik ettiğinden dolayı finansal performansı da doğrudan yükseltir.

Unilever bünyesinde kapsayıcı ve çeşitliliği artırmak için yeni ve destekleyici adil politikalar ve süreçler uygulayacağız. Dünya genelinde yönetim kadrolarımızda cinsiyet eşitliği sağlayabilmiş olmaktan gurur duyuyoruz; fakat hem kadınlar hem de herkes için yapacak daha çok işimiz var. Uyguladığımız yeni Eşitlik, Kapsayıcılık ve Çeşitlilik stratejisi ile işe alımlarda bariyerleri ve ön yargıları kaldırıyoruz, tüm çalışanlarımızın rollerindeki başarısını desteklemeleri için liderlerimize sorumluluk veriyoruz ve faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki toplumlara örnek olacak bir iş gücü olmayı amaçlıyoruz.

2025 yılı itibarıyla yeteri kadar temsil edilmeyen gruplardan gelen kişilerin sahip olduğu ve yönettiği işletmelerle küresel ölçekte toplam 2 milyar euro iş hacmine ulaşma taahhüdümüz sayesinde, kapsayıcılığı ve çeşitliliği teşvik etme yönündeki çalışmalarımız, kendi çalışanlarımızın ve faaliyetlerimizin de ötesine geçecek. Bu tedarikçiler; kadınların, yeteri kadar temsil edilmeyen etnik grupların, engelli ve LGBTQI+ olan kişilerin sahip olduğu ve yönettiği, küçük ve orta ölçekli işletmeler olacaktır. Belirtilen iş hacminin ötesinde, bu işletmelerin yeni becerilere, finansman ve iş fırsatlarına erişebilmeleri amacıyla onları yeni Tedarikçi Gelişim Programımız ile de destekleyeceğiz. Değer zincirimizde tedarikçi çeşitliliğini destekleyerek, tedarikçilerin de kendi iş ortaklarında çeşitliliği desteklemeleri yönünde teşvik edeceğiz.

Değişim oluşturmak için ayrıca markalarımızın gücünü ve dünyanın ikinci büyük reklam vereni statümüzü de kullanmak istiyoruz. Hem ekran önünü hem de kamera arkasını gözeterek, reklamlarda çeşitlilik yaklaşımının arttığından emin olacağız ve reklam yoluyla sürdürülen kalıp yargıların azaltılmasına reklamlarımız ile destek olacağız ve insanlarda çeşitliliğin benimsenmesi gerektiğini vurgulayacağız.

Çalışanların iş hayatının geleceğine hazırlanması

Daha adil ve daha kapsayıcı bir toplum oluşturma yönündeki çalışmalarımızın yanı sıra, dünyada meydana gelen değişimlerin birçok insanın iş bulma beklentilerini de etkilediğinin bilincindeyiz. Çalışma hayatındaki roller, yerler, saatler ve beceriler hızla değişiyor. Çalışanlarımızı ve kuruluşumuzun ötesindeki insanları meydana gelen toplumsal ve teknolojik değişikliklere hazırlayarak, yeni pozisyonlar sunma ve istihdamın devamını sağlama sorumluluğuna sahibiz.

2025 yılına kadar tüm çalışanlarımızın yeni beceriler edinmiş veya mevcut becerilerini geliştirmiş olmalarını sağlayacağız. Ömür boyu kalıcı, tam zamanlı ve sabit işler sunmamız mümkün olmasa bile, çalışanlarımızın Unilever bünyesinde veya dışarıda hayatlarını idame ettirebilecekleri beceriler ile donatılmış olmalarını istiyoruz. Becerilerin geliştirilmesine ek olarak, 2030 yılına kadar yeni istihdam modelleri uygulayacağız ve çalışanlarımıza esnek çalışma seçenekleri sunacağız. Bunlara emeklilik planları veya eğitim için işten izin verme süreleri gibi avantajlar sunan esnek iş sözleşmeleri gibi seçenekler de dâhildir. Bu yaklaşım, samimiyete ve uyum sağlamaya değer veren, yeteneği ve performansı destekleyen güçlü bir ortam oluşturacaktır.2030 yılına kadar dünyada 10 milyon genci iş fırsatlarına hazır hale gelebilmeleri için ihtiyaç duyacakları temel becerilerle donatacağız. Gençlerin beceri geliştirmeleri yönünde yatırım yaparak ve onlara iş deneyimi edinebilecekleri imkânlar sunarak destek olacağız, dijital beceriler edinmelerini sağlayacağız, deneyim kazandıracağız ve üretkenliği artıracağız. Gençlerin amaçlarını keşfedebilmeleri ve eğitime, gönüllü işlere ve mesleki deneyime erişim sağlayabilmeleri için, çözüm ortaklarımızla beraber LevelUp adlı bir gençlik platformu üzerinde çalışıyoruz.”