Yusuf EKER

Haftanın analizi (13 Ocak 2016)

Yusuf EKER

Sizlere çok güzel haberler veremedik bu hafta, gönül isterdi ki ölümlerin olmadığı, bir birlerinin arkalarından kuyuların kazılmadığı, namertliğin sona erdiği, iç hesapların yapılmadığı, çalışanın hakkını alabildiği, güzelliklerin yaşama hakim olduğu bir haftadan selamlamak isterdim sizi..Ama maalesef yapamıyoruz…Her gün gözyaşı her gün kan…

Cumartesi sabahı telefonum acı acı çaldı. Bir vatandaşın kendini yaktığı ihbarıyla fırladım adrese, yanan vatandaş hastaneye götürülmüş, olay yerinde itfaiye, polis ve zabıta ekipleri ve o inşaatta çalışan birkaç işçi var. O işçilerden yanan şahsın kim olduğu öğrenmek için hamleler yapıyoruz diğer gazeteci arkadaşlarımla  ,nafile tanımıyorlar,tinerciymiş,bizde bilmiyoruz diyorlar.Sonradan öğreniyoruz ki yanan şahıs 25 yaşında Türkmenistan uyruklu, sigortasız çalıştığı düşünülen bir işçi !!!

Eyy o inşaatı yapan “böyük” müteahhit,  Uyruğu ne olursa olsun o bir can yahu! Hiç mi değeri yok gözünüzde, hiç mi insafınız yok ey oradaki iş arkadaşları! İnsan o insan, üç beş kuruşa çalıştırdığınız vatanından uzak gariban bir işçi!

Allah razı olsun Devlet hastanesindeki doktorlardan durumu iyi olmadığı için helikopterle gönderdiler başka bir hastaneye ..Şimdi siz bununla da övünürsünüz “Geçen bizim şantiyede bir kaza oldu,arkadaşı helikopterle başka bir hastaneye götürdük tedavi için “ diyerek göbeğinizi de  kaşırsınız .Bu dünyanın bir de öbür tarafı olduğu tekrar hatırlatıyorum !!!

Sultanahmet’teki patlama ile ilgili olarak yayın yasağı geldiği için herhangi bir yorum yapmadan sadece şunu sesli olarak düşündüm kendimce “5 bin polisle uygulama şovları yapılacağına, İstanbul’un kalbinde biraz daha istihbarat çalışmaları yapılsaydı bu üzücü sonuçları almasaydık olmaz mıydı?”

Şimdi bazı kesimler sosyal medya aslanlığı peşine düşecektir. Profil sayfaları siyahî, terörü lanetleyen mesajlar, oydu buydu, klavye aslanları… Boşverin be arkadaş, “ne oldu bize böyle” diye bir düşünün. Daha klavye başında bile birbirimize tahammül edemez haldeyken, bu üzücü olaylar hep var olacak hayatımızda. Ne zaman birbirimize saygı duymayı becerebilirsek işte o zaman bir şeylerin değiştiğini gözlemleyeceksiniz.

10 Ocak Çalışan gazeteciler gününde kendimizce bir ortam oluşturduk. Gazeteci arkadaşımız Ahmet Ermiş işin hamaliyesini yaptı. On numara bir gece yaşattı bizlere… Uzun zaman olmuştu kendime sevdiklerime vakit ayırmayalı. Emeği geçen herkese tek tek teşekkür ederim.

Allah’a emanet olun.

Yazarın Diğer Yazıları