Herkese yeni bir haftadan selamlar…
Bu haftaki köşemi; yarın günlerini kutlayacağımız, yağlayıp ballayacağımız, el üstüne çıkaracağımız, hediyeler vereceğimiz ancak sonrasında da her türlü eziyeti (!) edeceğimiz öğretmenlerimize ayırmak istiyorum.
Beni yakından tanıyanlar ve takip edenler bilirler ki ben de bir öğretmenim. Atanamayan, bir türlü devlet memuru olamayan bir öğretmen... Sırf bu yüzden de insanların birçoğu tarafından öğretmenliği kabul görmeyen bir öğretmen…
Öğretmenlik inanın bana bir aşk işidir. Büyükçavuşlu’da çalıştığım dönemlerde beni bilenler de bilir. Öğretmenlik bir tutku işidir. Üçün beşin hesabını yapamadığın meslektir öğretmenlik. Hatta meslekten de öte bir yaşam tarzıdır. Küçücük yüreklerin hayatlarına yapılan küçücük müdahalelerle kocaman değişiklikler yaratma sanatıdır öğretmenlik.
Evet, yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü. Şimdiden yarın için yapılacak konuşmaların metinlerini okur gibiyim: Geleceği inşa eden mimarlarsınız, elleri öpülesi kişilersiniz, gelecek nesil sizin eseriniz olacak, sizi bir gün değil her gün seviyoruz, şimdiki aklım olsa ilkokul öğretmenimi daha iyi dinlerdim falan da filan…
Falan da filan diyorum çünkü inanın bana bu cümleleri kuran veya kuracak olan insanların birçoğu samimi gelmiyor bana. Yapmacık gülümsemelerle, yapmacık tavırlarla yaklaşacaklar çünkü birçoğu. Hepsi demiyorum ama azımsanacak sayıda da olmayacak bu insanlar.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programı bittikten sonra yöneticisinden, velisine kadar herkes eski gaddar gömleğini giyecek çünkü onlara karşı.
Öğretmenliği ve öğretmeni savunuyorum ancak “Her öğretmen özeldir” sözüne de katıldığım söylenemez. Bunun da altını kopkoyu şekilde çizmek istiyorum.
Öğretmenlerin arasında da öğretmenliğin “Ö”sünü dahi hak etmeyen insanların varlığının da farkındayım. Allah da onlara tez zamanda bu aşkı yaşayan birer kişi olmayı nasip etsin.
Ulu Önder, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün“Öğretmenler! Yeni nesli, Cumhuriyet’in özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin yeteneğiniz ve özveriniz derecesiyle uygun olacaktır.” sözü ışığında yeni nesilleri oluşturmayı kendine amaç edinmiş, çocuklarının gelecekte güzel yerlere gelmesinde, onların bilinçli birer birey olması yolunda, makam ve mevki peşine düşmeden emeline ulaşmak isteyen tüm meslektaşlarımın gününü kutluyorum.
Ve yine Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü ile bitirmek istiyorum yazımı: Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.
