Özlem'in kaleminden 'SEVGİ öpücüğü"
Silivri Ertuğrul Gazi İ.Ö.Okulu 5 C Sınıfı Sema Yaman'nın sınıf öğretmenliğinde olan ikiz öğrencilerinden Selen ve Özlem'in mesajı...
Kimsenin bilmediği bir kasabada annesi ile birlikte yaşayan üç kardeş varmış. Bu üç kardeşin babaları yokmuş. O yüzden tüm işler annenin sırtına yükleniyormuş. Aslında kardeşler annelerine biraz yardım etseler belki anneleri bu kadar çok yorulmayacakmış. Fakat bu üç kardeş kavga etmekten başka hiçbir şey yapamıyorlarmış.
Küçük kardeş:”Yaa bırakın o pastayı! O benim pastam.
Ortanca kardeş:” Zaten yüz kilo olmuşsun hala pasta peşinde koşuyorsun. O benim pastam, onu ben yiyeceğim!"
En büyük kardeş: "Asıl siz bırakın pastayı. Ayrıca su küçüğün, söz büyüğündür." Diyerek pastayı alıp kaçmış. Çocuklarının bağrış seslerini duyan anne sakin bir şekilde seslenmiş:”Çocuklar kavga etmeyi bırakın. Siz kardeşsiniz. Hem ben size yine pasta yaparım. Siz hiç merak etmeyin. Bunu duyan çocuklar yine tartışmaya başlamışlar.
En küçük kardeş:” Bir kere annem en çok beni seviyor. Yani bir tek bana pasta yapacak. Diyerek omuz silikmiş. Eee ortanca kardeş hiç bu lafın arkasında kalır mı?
Ortanca kardeş: “Benim annem bir şişkoyu sevmez. Çalışkan ve de akıllı çocukları sever. O kişide ben oluyorum." Diyerek ortalığı kızıştırmış. Kavga seslerini duyan en büyük kardeşte gelerek kavgaya karışmış.
En büyük kardeş:”Bir susun bücürler! Ayrıca biz sizi camii avlusunda bulduk. Yani annem öz evladını sever. Yani beni." Diyerek kardeşlerini kışkırtmış. Bu kardeşler kavga ederken anneleri de ağlıyormuş. Çocuklarının böyle kavga etmeleri onu o kadar çok üzüyormuş ki. Hatta içinden “Ah keşke taş olsaydım da çocuklarımın böyle kavga edişlerine seyirci kalmasaydım” diye geçirmiş...
Ve bir anda annenin düşüncesi gerçekleşmiş. Anne bir taşa dönüşmüş. Tabi kardeşler birbirleri ile tartışmaktan zavallı annelerinin halinden bile haberdar değillermiş. Sonra bir anda bir ışık belirmiş. Ve o ışıktan bir peri ortaya çıkmış. Kardeşler gözlerine inanamamışlar.
Küçük kardeş; "Sende kimsin?" diye sormuş. Peri; "Ben iyilik perisiyim. Fakat şuan konumuz ben değilim anneniz. Lütfen bir annenize bakın." demiş. Sonra kardeşler başlarını annelerine doğru çevirmişler.
Annelerinin halini görünce hepsi çok şaşırmışlar. Peri konuşmaya devam etmiş; ‘Eğer annenizi iki saat içinde kurtaramazsanız anneniz sonsuza dek taş olacak’ demiş. Bunu duyan en büyük kardeş titreyen bir sesle; ‘Peki annemizi kurtarabilmek için ne yapmamız gerek’ diye sormuş. Peri ise; ‘Anneniz en çok kimi seviyorsa onun öpücüğü ile ancak eski haline dönebilir’ deyip gözden kaybolmuş.
En küçük kardeş: ”Bu iş benim için çocuk oyuncağı. Göreceksiniz işte annemi kurtaracağım. Deyip annesinin yanağına bir öpücük kondurmuş. Fakat hiçbir şey olmamış. Bunu gören diğer kardeşlerde arkadan kıkır kıkır gülüyormuş.
Sonra ortanca kardeş: ”Çekilin şuradan annemin en sevdiği evladı geliyor. Diyerek oda annesinin yanağını öpmüş. Ama annesi yine normal haline dönmemiş. Bu sefer en büyük kardeş kahkahalara boğulmuş Artık kardeşlerin tek umudu ağabeyleri yani en büyük kardeşmiş. Ve en büyük kardeşte annesinin yanağını öpmüş. Yine hiçbir şey olmamış.
Artık kardeşler anneleri için ağlamaya başlamışlar. Onlar ağlarken yine bir ışık belirmiş. O ışıktan ise yine aynı iyilik perisi ortaya çıkmış…
İyilik perisi: ”Ne oldu çocuklar, annenizi kurtarabildiniz mi? Kardeşler hayır anlamında başlarını sallamışlar. Sonra en küçük kardeş ‘lütfen bize yardım et iyilik perisi.’ diyerek iyilik perisine yalvarmış. Biraz düşünen iyilik perisi sonunda bu çaresiz kardeşlere bir ip ucu vermeye karar vermiş.
İyilik perisi: ”Bakın çocuklar; Anneniz taşa dönüşmüş olabilir. Fakat kalbi hala taşa dönüşmemiştir. Bence bir daha düşünün. Zamanınız daralıyor. İyilik perisinin söylediklerini bayağı düşünen kardeşlerden ortanca kardeş bir fikre ulaşmış:” Bakın kardeşlerim annemin kalbi hala taş olmadıysa kalbindeki sevgide taşa dönüşmemiş demektir. Yani annem hala bizi eşit ve çok seviyor. Hadi kardeşlerim annemi birde hep birlikte öpmeyi deneyelim. Demiş. Bu fikri diğer kardeşlerde kabul edince hep birlikte denemişler.
Ve bu fikir gerçekten işe yaramış. Anneleri gerçekten normal haline dönmüş. Bunu gören kardeşler sevgiyle birbirine sarılmış ve:
“ Bakın arkadaşlar sevgiyi bizler değiştiremeyiz, sevgi bizleri değiştirir ”deyip sarılmışlar!
Küçük yüreğinle bu büyük mesajın için teşekkürler çocuk...Avuç içlerinden öpüyorum...!Bilgi aydınlatsın her daim yolunu...
Özlem'nin de dediği gibi: "Sevgiyi bizler değiştiremeyiz,sevgi bizleri değiştirir"
Sevgiyle kalın...
Chenay Kobak